18. KEHF / 75Sure Ayet Sayısı: 110 Kitap Sırası: 18 Nüzul Sırası: 69 Nüzul Yeri: MEKKE | (Hızır) Dedi ki:
"Dememiş miydim!…
Muhakak sen benimle beraber olmaya sabırla istitaat edemezsin!" 2.nci tekrar. | قَالَ اَلَمْ اَقُلْ لَكَ اِنَّكَ لَنْ تَسْتَط۪يعَ مَعِيَ صَبْراً | .75 | 75 |
kâle Kök: K:VLKelime: kavlFiil, 3.ncü, Eril, Tekil, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Anlaşma. Sözleşme. Konuşulan söz. Söz cümlesi. İtikad, delalet. Tarif. İlham.
e Kök: soruKelime: eKelime Anlam:
lem Kök: harfKelime: lemKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Hükme olumsuz anlam verir.
ekul Kök: K:VLKelime: kavlFiil, 1.nci, Tekil, Geniş Zaman Kelime Anlam: Anlaşma. Sözleşme. Konuşulan söz. Söz cümlesi. İtikad, delalet. Tarif. İlham.
leke Kök: harfKelime: leKelime Anlam: kesinlik, şüphesizlik, mutlak var oluş bildirir.
inneke Kök: harfKelime: inneKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). / Muhakkak / Tahkik edatı, katiyet ifade eder. İsim cümlesine “şüphesiz ki, muhakkak ki, gerçekten” gibi anlamlar katar.
len Kök: harfKelime: leKelime Anlam: kesinlik, şüphesizlik, mutlak var oluş bildirir.
testetîa Kök: T:VA:Kelime: taveaFiil, İSTİF'AL Kalıbı, 2.nci, Eril, Tekil, Geniş Zaman
maiye Kök: harfKelime: meaKelime Anlam:
sabren. Kök: S:BRKelime: sabırİsim, Eril Kelime Anlam: Acıya ve zorluğa katlanmak. Bir musibet ve belâya uğrayanın telâş ve feryad etmeyip sonunu bekleyip tahammül ile katlanması. Muharebede şecaat gösterme. Bir kimseyi bir şeyden alıkoymak. Öğrendiği bir şeyi başkasının da öğrenmesi için tâkat getirmek. | | | | |
Diğer Meal: Adam, “Sana, benimle beraberliğe asla sabredemezsin demedim mi?” dedi.
|
18. KEHF / 76Sure Ayet Sayısı: 110 Kitap Sırası: 18 Nüzul Sırası: 69 Nüzul Yeri: MEKKE | (Musa) Dedi ki:
"Bundan sonra sana bir şey sual edersem, artık bana sahib olma! Özür olarak kat'iyyetle ledunumdan belağ olmuş oldu!" | قَالَ اِنْ سَاَلْتُكَ عَنْ شَيْءٍ بَعْدَهَا فَلَا تُصَاحِبْن۪يۚ قَدْ بَلَغْتَ مِنْ لَدُنّ۪ي عُذْراً | .76 | 76 |
kâle Kök: K:VLKelime: kavlFiil, 3.ncü, Eril, Tekil, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Anlaşma. Sözleşme. Konuşulan söz. Söz cümlesi. İtikad, delalet. Tarif. İlham.
in Kök: harfKelime: inKelime Anlam: Şart edatı. eğer …se/sa.
Cümleye ihtimal anlamı katar.
seeltuke Kök: SeLKelime: seeleFiil, 2.nci, Eril, Tekil, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Dilenci. Fakir. Soran. İsteyen. Akan, seyelan eden.
an Kök: harfKelime: anKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -den, -dan / Uzaklık ve geçip aşmak içindir.
şey'in Kök: ŞYeKelime: şeyİsim, Eril Kelime Anlam: Nesne, şey. İstemek, dilemek.
ba'dehâ Kök: BA:DKelime: badeİsim, Zaman Zarfı Kelime Anlam: Zaman zarfıdır ve tehir ifade eder. / Sonra. İtibaren. / Zaman yada meakan olarak uzak, mesafeli. / Umulmadık. / Helak olmak.
fe Kök: harfKelime: feKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). de, da / matuf ve matufun aleyh arasındaki ortak bir yönle birlikte, sıra da bildirir. Aynı zamanda fiillerin meydana gelişi arasında fazla surenin geçmediğini de gösterir.
la Kök: harfKelime: laKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). (değil, olmadı) Olumsuzluk anlatır, matufun, matufun aleyhin işine katılmadığını ifade eder.
tusâhıbnî Kök: S:HBKelime: sahbFiil, MUFA'ALE Kalıbı, 2.nci, Eril, Tekil, Geniş Zaman Kelime Anlam: Sohbet edilen kimse. Bir şeyi koruyan ve ona malik olan. Bir iş yapmış olan. Bir vasfı olan. Eş. Yakın arkadaş. Yoldaş. Yakın dost. Yoldaş, yol arkadaşı. Gözcü.
kad Kök: harfKelime: kadKelime Anlam: Kesinlik, kat'iyyet bildirir. Fiil, tahkik, ümid, rica, intizar, yakınlık, azlık veya çokluk ifade edebilir.
belagte Kök: BLG:Kelime: belğFiil, 2.nci, Eril, Tekil, Geçmiş Zaman
min Kök: harfKelime: minKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -dan, -den eklerini ve dolayı, sebebiyle kelimelerini karşılar. Bağlama, başlangıç içindir.
1- Mekân ve bir şeye başlamayı ifâde eder. "Haftadan haftaya" da olduğu gibi.
2- Teb'iz için olur. "Kim bir kavme benzemeğe özenirse onlardan sayılır" cümlesinde olduğu gibi. Bazılarını, bir kısmını ifâde ediyor.
3- Cinsi beyan için olur.
"İşlediğiniz hayrı Allah bilir" cümlesinde "min" tebyine (açıklamaya) vesile oluyor.
4- Bedel-i ivâz (karşılık) için olur. "Ahirete bedel, dünya hayatına râzı mı oldunuz" cümlesinde olduğu gibi.
5- Tâlil (sebeb bildirmek) için olur. "Allah'tan korktuğu için ağlıyor." cümlesinde olduğu gibi. Önündeki kelime mef'ulün leh olur.
6- İstiğrak ifadesi için olur. Gâyet, hiç bir, hiç... gibi. "Bize hiç bir yorgunluk dokunmadı" cümlesinde olduğu gibi. Bâzı fiiller mef'ul-ü bihini, "min" ile alır. Bu takdirde... den, dan... manası ile tercüme edilmez.
7- Tahsis-i alel umum (katiyyet ifadesi) için olur. Bu da zâidedir. "Hiç kimse bana gelmedi" cümlesinde olduğu gibi.
Bunlardan başka "min" harf-i cerri; fasıl mânasına, birbirine zıd iki kelimeden ikincisine dahil olur. Bâ-i cerreye, an, fi, ind, alâ'ya müradif olur. Rubbemâ, mânasına ve sıla olur. Lâm-ı zâide ve müz ve ba-i kasem yerinde de kullanılır.
ledunnî Kök: harfKelime: ledaKelime Anlam: Vücud. Varlık. Zata ilişkin olan. / Beraber, birlikte, huzurunda. Yakın. İçiçe. Yanında. / Sırasında, esnasında, birlikte.
uzren. Kök: A:Z!RKelime: ... veri girişi devam ediyor ... | | | | |
Diğer Meal: Mûsâ, “Eğer bundan sonra sana bir şey hakkında soru sorarsam, artık benimle arkadaşlık etme. Doğrusu, tarafımdan (dilenecek son) özre ulaştın (bu son özür dileyişim)” dedi.
|
18. KEHF / 77Sure Ayet Sayısı: 110 Kitap Sırası: 18 Nüzul Sırası: 69 Nüzul Yeri: MEKKE | Ardından, birlikte talak ettiler.
Hatta... bir karye ehline, onlardan taam etmek isteklerini bildirdiler... ancak onlar, kendilerine zayf etmekten kaçındılar.
Orada kazz olmaya irade etmiş bir cidar mevcudtu. (Hızır), onu ikame etti.
Dedi ki:
"Şayet dileseydin buna karşı bir ecir ittihaz ederdin." | فَانْطَلَقَا۠ حَتّٰٓى اِذَٓا اَتَيَٓا اَهْلَ قَرْيَةٍۨ اسْتَطْعَمَٓا اَهْلَهَا فَاَبَوْا اَنْ يُضَيِّفُوهُمَا فَوَجَدَا ف۪يهَا جِدَاراً يُر۪يدُ اَنْ يَنْقَضَّ فَاَقَامَهُۜ قَالَ لَوْ شِئْتَ لَتَّخَذْتَ عَلَيْهِ اَجْراً | .77 | 77 |
fe Kök: harfKelime: feKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). de, da / matuf ve matufun aleyh arasındaki ortak bir yönle birlikte, sıra da bildirir. Aynı zamanda fiillerin meydana gelişi arasında fazla surenin geçmediğini de gösterir.
ntalekâ Kök: T:LK:Kelime: intalikFiil, İNFİ'AL Kalıbı, 3.ncü, Eril, İkil, Geçmiş Zaman
hattâ Kök: harfKelime: hattaKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -e kadar, -a kadar.
Bitiş, sona eriş ifade eder; bu bitiş, zaman veya mekan olabilir.
izâ Kök: harfKelime: izaKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Birden bire. / Bir de bakılır ki. Kelime Anlam: Şart edatı. Eğer … se/sa.
Belirli bir vakti ifade eden şart edatıdır. Gerçekleşmesi kesin olan hususlarda kullanılır. Cümleye kesinlik anlamı katar.
Mazi fiille birlikte kullanılırsa geniş zaman anlamı katar.
Cümlenin başında yer alır.
Olumsuz şart cümlesi olarak kullanılmak istendiğinde لَمْ ile beraber kullanılır.
eteyâ Kök: eTYKelime: itaFiil, 3.ncü, Eril, İkil, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Vermek. Bahşetmek. İhsan etmek.
ehle Kök: eH!LKelime: ehlİsim, Eril Kelime Anlam: Yabancı olmayan, alışık olduğumuz. Dost, sahip, mensup. Evlâd, iyal. Kavm, müteallikat. Usta, muktedir ve becerikli. Halk, umum, nâs. Bir memleketin yerlileri, bir memlekette oturanlar, yaşayanlar.
karyetin Kök: K:RYKelime: karyeİsim, Dişil Kelime Anlam:
istat'amâ Kök: T:A:MKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
ehlehâ Kök: eH!LKelime: ehlİsim, Eril Kelime Anlam: Yabancı olmayan, alışık olduğumuz. Dost, sahip, mensup. Evlâd, iyal. Kavm, müteallikat. Usta, muktedir ve becerikli. Halk, umum, nâs. Bir memleketin yerlileri, bir memlekette oturanlar, yaşayanlar.
fe Kök: harfKelime: feKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). de, da / matuf ve matufun aleyh arasındaki ortak bir yönle birlikte, sıra da bildirir. Aynı zamanda fiillerin meydana gelişi arasında fazla surenin geçmediğini de gösterir.
ebev Kök: eBYKelime: eby ... veri girişi devam ediyor ... Kelime Anlam:
en Kök: harfKelime: enKelime Anlam: Kendisinden sonra gelen fiili isimleştirmektedir.
fe Kök: harfKelime: feKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). de, da / matuf ve matufun aleyh arasındaki ortak bir yönle birlikte, sıra da bildirir. Aynı zamanda fiillerin meydana gelişi arasında fazla surenin geçmediğini de gösterir.
vecedâ Kök: VCDKelime: vecdFiil, 3.ncü, Eril, İkil, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Bulma, karşılaşma. Mevcud olma durumu. Aşk, muhabbet. Kendinden geçecek, unutacak kadar İlâhî bir aşk hali. Yüksek heyecan. İştiyakın galebesi.
fîhâ Kök: harfKelime: fiKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -da, -de eklerini ve "içinde", "hakkında" kelimelerini karşılar. "İçinde, içine, hakkında, hususunda, üzere, dâir, mütedair, beherine ve herbirine" mânalarına gelir.
Mekâna ve zamana âidiyyeti bildirir.
Ta'lil için, isti'lâ için ve yine harf-i cerr olan "bâ, ilâ, min, maa" harflerinin yerine kullanılır.
Geçen mef'ul ile gelecek fasıl arasında geçer.
Te'kid mânası da vardır.
cidâren Kök: CDRKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
yurîdu Kök: RVDKelime: iradeFiil, İF'AL Kalıbı, 3.ncü, Eril, Tekil, Geniş Zaman Kelime Anlam: İstek, arzu, talep. Dilemek. Emir. Ferman. Bir şeyi yapmak veya yapmamak için olan iktidar, güç.
en Kök: harfKelime: enKelime Anlam: Kendisinden sonra gelen fiili isimleştirmektedir.
yenkadda Kök: K:D:D:Kelime: ... veri girişi devam ediyor ...
fe Kök: harfKelime: feKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). de, da / matuf ve matufun aleyh arasındaki ortak bir yönle birlikte, sıra da bildirir. Aynı zamanda fiillerin meydana gelişi arasında fazla surenin geçmediğini de gösterir.
ekâmehu Kök: K:VMKelime: kavmFiil, İF'AL Kalıbı, 3.ncü, Eril, Tekil, Geçmiş Zaman Kök Anlam: Bir işe başlamak.
Pazar kurmak. Müşteri ile anlaşmak.
Doğru, dik, ayakta. Dürüst. İsabetli.
Boyu düzgün ve güzel. Kelime Anlam: Bir işe başlamak.
Pazar kurmak. Müşteri ile anlaşmak.
Doğru, dik, ayakta. Dürüst. İsabetli.
Boyu düzgün ve güzel.
kâle Kök: K:VLKelime: kavlFiil, 3.ncü, Eril, Tekil, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Anlaşma. Sözleşme. Konuşulan söz. Söz cümlesi. İtikad, delalet. Tarif. İlham.
lev Kök: harfKelime: levKelime Anlam: Şart Edatı (Harf-i Cer). Eğer … se/sa anlamındadır.
Genellikle mazi fiiller ile kullanılır. Geçmiş zamanda gerçekleşmemiş bir eylemi ifade eder.
Bazen gerçekleşmesi imkansız olan istekleri ifade için kullanılır.
şi'te Kök: ŞYeKelime: şaeFiil, 2.nci, Eril, Tekil, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Diledi, istedi, murad eyledi.
le Kök: harfKelime: leKelime Anlam: kesinlik, şüphesizlik, mutlak var oluş bildirir.
ttehazte Kök: eH:Z!Kelime: ittihazFiil, İFTİ'AL Kalıbı, 2.nci, Eril, Tekil, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Ahz edinmek. Kendi kendine ahz etmek. Kabullenmek. / "Öyle" diye bakmak.
aleyhi Kök: harfKelime: alaKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -e, -a, üzre, üzerine, üzerinde.
ecren. Kök: eCRKelime: ecirİsim, Eril Kelime Anlam: Ücretle çalışan, nefsini kiraya veren. Gündelikçi. Kelime Anlam: Amel veya Emek karşılığında ödenen bedel. / Ücret, mukabil, karşılık. / Sevab. // Tıb: Kırılan bir uzvun sarılması. | | | | |
Diğer Meal: Yine yola koyuldular. Nihayet bir şehir halkına varıp onlardan yiyecek istediler. Halk onları konuk etmek istemedi. Derken orada yıkılmaya yüz tutmuş bir duvar gördüler. Adam hemen o duvarı doğrulttu. Mûsâ, “İsteseydin bu iş için bir ücret alırdın” dedi.
|
18. KEHF / 78Sure Ayet Sayısı: 110 Kitap Sırası: 18 Nüzul Sırası: 69 Nüzul Yeri: MEKKE | (Hızır) Dedi ki:
"Bu, benim ve senin aranda firaktır.
Sana, sabırla istitaat etmediğin şeylerin te'vilini haber vereyim." | قَالَ هٰذَا فِرَاقُ بَيْن۪ي وَبَيْنِكَۚ سَاُنَبِّئُكَ بِتَأْو۪يلِ مَا لَمْ تَسْتَطِـعْ عَلَيْهِ صَبْراً | .78 | 78 |
kâle Kök: K:VLKelime: kavlFiil, 3.ncü, Eril, Tekil, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Anlaşma. Sözleşme. Konuşulan söz. Söz cümlesi. İtikad, delalet. Tarif. İlham.
hâzâ Kök: harfKelime: hezeKelime Anlam:
firâku Kök: FRK:Kelime: firak ... veri girişi devam ediyor ... Kelime Anlam:
beynî Kök: BYNKelime: beynİsim Kelime Anlam: Arası. Arasında. Aralık. İki şeyin arası. İkisinin ortası. Firkat. Ayrılık. Beyan. Burnu ve ayakları uzun karga.
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
beynike Kök: BYNKelime: beynİsim Kelime Anlam: Arası. Arasında. Aralık. İki şeyin arası. İkisinin ortası. Firkat. Ayrılık. Beyan. Burnu ve ayakları uzun karga.
se Kök: harfKelime: seKelime Anlam: Gelecek zaman takısı. Yakın gelecek için.
unebbiuke Kök: NBeKelime: nebeeFiil, TEF'İL Kalıbı, 1.nci, Tekil, Geniş Zaman
bi Kök: harfKelime: biKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). ile, -e, -a / Bağlamak, ulaştırmak içindir.
te'vîli Kök: eVLKelime: tevilİsim, TEF'İL Kalıbı, Eril, İsim Fiil Kelime Anlam: Zâhiren yakın mâna ve delil nakletmek sebebiyle başka mâna vermek. Bir nesneye redd ve irca' etmek. Döndürmek. Bazı müfessirlere göre; Bir âyet-i kerimenin mânasını bir nesneye irca' ile beyan etmektir. Bazılarına göre; "evvel" lâfzından alınmış olup kelâmı evveline sarf ve irca' eylemektir. Bazılarına göre de; hükümet ve siyaset mânasına olan "iyalet"den alınmıştır ki, te'vil eden kimse, zihin ve fikrini kelâmdaki sırrın tetebbuuna taslit etmekten ibarettir.
mâ Kök: harfKelime: maKelime Anlam: Müşterek ismi mevsul, hayvan ve canlılar için. ne ... , her ne ..., neye … .
lem Kök: harfKelime: lemKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Hükme olumsuz anlam verir.
testetı' Kök: T:VA:Kelime: taveaFiil, İSTİF'AL Kalıbı, 2.nci, Eril, Tekil, Geniş Zaman
aleyhi Kök: harfKelime: alaKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -e, -a, üzre, üzerine, üzerinde.
sabren. Kök: S:BRKelime: sabırİsim, Eril Kelime Anlam: Acıya ve zorluğa katlanmak. Bir musibet ve belâya uğrayanın telâş ve feryad etmeyip sonunu bekleyip tahammül ile katlanması. Muharebede şecaat gösterme. Bir kimseyi bir şeyden alıkoymak. Öğrendiği bir şeyi başkasının da öğrenmesi için tâkat getirmek. | | | | |
Diğer Meal: Adam, “İşte bu birbirimizden ayrılmamız demektir” dedi. “Şimdi sana sabredemediğin şeylerin içyüzünü anlatacağım.”
|
18. KEHF / 79Sure Ayet Sayısı: 110 Kitap Sırası: 18 Nüzul Sırası: 69 Nüzul Yeri: MEKKE | "O sefine, bahrda amel eden miskinler içindi.
Ayıblı olsun irade ettim. Onların verasında bir melik… bütün sefineleri gasb ederek ahz edecekti." | اَمَّا السَّف۪ينَةُ فَكَانَتْ لِمَسَاك۪ينَ يَعْمَلُونَ فِي الْبَحْرِ فَاَرَدْتُ اَنْ اَع۪يبَهَا وَكَانَ وَرَٓاءَهُمْ مَلِكٌ يَأْخُذُ كُلَّ سَف۪ينَةٍ غَصْباً | .79 | 79 |
emmes Kök: harfKelime: emmaKelime Anlam: Şart Edatı. Lâkin, ancak şu kadar var ki.
sefînetu Kök: SFNKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
fe Kök: harfKelime: feKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). de, da / matuf ve matufun aleyh arasındaki ortak bir yönle birlikte, sıra da bildirir. Aynı zamanda fiillerin meydana gelişi arasında fazla surenin geçmediğini de gösterir.
kânet Kök: KVNKelime: kevnFiil, 3.ncü, Dişil, Tekil, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Hudus. Varlık, var olmak. Vücud, alem, kainat. Mevcudiyet.
li Kök: harfKelime: liKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -e, -a, için, dolayı, yüzünden, tarafından anlamlarını karşılar.
mesâkîne Kök: SKNKelime: mesakin ... veri girişi devam ediyor ... Kelime Anlam: Oturacak yer. Sâkin olunacak yer. Ev. Hâne. Kelime Anlam: Ziyadesiyle fakir olan. Uyuşuk. Zavallı, fakir kimse.
ya'melûne Kök: A:MLKelime: amelFiil, 3.ncü, Eril, Çoğul, Geniş Zaman Kelime Anlam: İş. Çalışma. Bir emri veya vazifeyi yerine getirme. Bir bilginin iş olarak tatbiki. Kar, iş işleme.
fîl Kök: harfKelime: fiKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -da, -de eklerini ve "içinde", "hakkında" kelimelerini karşılar. "İçinde, içine, hakkında, hususunda, üzere, dâir, mütedair, beherine ve herbirine" mânalarına gelir.
Mekâna ve zamana âidiyyeti bildirir.
Ta'lil için, isti'lâ için ve yine harf-i cerr olan "bâ, ilâ, min, maa" harflerinin yerine kullanılır.
Geçen mef'ul ile gelecek fasıl arasında geçer.
Te'kid mânası da vardır.
bahri Kök: BHRKelime: bahrİsim, Eril Kelime Anlam: Deniz. Büyük göl veya nehir. Yarmak, yırtmak. Çok yürüyen at. İyi kimse. Deve hastalığı.
fe Kök: harfKelime: feKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). de, da / matuf ve matufun aleyh arasındaki ortak bir yönle birlikte, sıra da bildirir. Aynı zamanda fiillerin meydana gelişi arasında fazla surenin geçmediğini de gösterir.
eradtu Kök: RVDKelime: iradeFiil, İF'AL Kalıbı, 1.nci, Tekil, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: İstek, arzu, talep. Dilemek. Emir. Ferman. Bir şeyi yapmak veya yapmamak için olan iktidar, güç.
en Kök: harfKelime: enKelime Anlam: Kendisinden sonra gelen fiili isimleştirmektedir.
eîbehâ Kök: A:YBKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
kâne Kök: KVNKelime: kevnFiil, 3.ncü, Eril, Tekil, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Hudus. Varlık, var olmak. Vücud, alem, kainat. Mevcudiyet.
verâehum Kök: VRYKelime: vera ... veri girişi devam ediyor ... Kelime Anlam: Arkadan gelen. / Öte. / Başka taraf. / Arka, geri. / Torun. / Çakmaktan ateş çıkması. // Ateş yakmak. / Müphem olarak, müphem bir şekilde, bir şeyin başka bir şeymiş gibi yapılması. / Gizlemek, örtmek, bir şeyin arkasına örtmek, gizlemek. / Yardımcı, takipçi. / Hz. Musaya inzal olan Kanun Kitabı. // Arzı örten mahlukat. Yaratılmış olanlar. Halk. Mahluk. // Takvânın ileri derecesi. Bilmediği ve şüphe ettiğini öğrenip iyiye ve doğruya göre hareket edip bütün günahlardan çekinme hâleti.
melikun Kök: MLKKelime: melikİsim, Eril, Tekil Kelime Anlam: Mülk ve melekut sâhibi. Padişah. Mutasarrıf.
El Melik : ALLAH'ın bütün varlığı, melekiyetiyle birlikte.
ye'huzu Kök: eH:Z!Kelime: ahzFiil, 3.ncü, Eril, Tekil, Geniş Zaman Kelime Anlam: Ele geçirmek. Elde etmek. Alma. Tutma. Esir alma. Kabul etme. Zorla alma. / İşkence etme. // türetilen-çıkarsanan, kabul edilmiş / bir antlaşmayı kabul etmek / sarsılmış-etkilenmiş / ustalık kazanmak, yok etmek, cezbetmek, büyülemek.
kulle Kök: harfKelime: kulliKelime Anlam: Bütün. Hep. Bütüne ve genele ilişkin.
sefînetin Kök: SFNKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
gasben. Kök: G:S:BKelime: ... veri girişi devam ediyor ... | | | | |
Diğer Meal: “O gemi, denizde çalışan birtakım yoksul kimselere ait idi. Onu yaralamak istedim, çünkü onların ilerisinde, her gemiyi zorla ele geçiren bir kral vardı.”
|
18. KEHF / 80-81Sure Ayet Sayısı: 110 Kitap Sırası: 18 Nüzul Sırası: 69 Nüzul Yeri: MEKKE | "Gılme ise… onun ana-babası mü'min idi. Onlara tuğyan ve küfür ederek, irhak etmesinden haşy ettik. Rabblerinin onları... zekat yönünden ve ruhma kurb yönünden, ondan hayr olanla bedellendirmesini irade ettik." | وَاَمَّا الْغُلَامُ فَكَانَ اَبَوَاهُ مُؤْمِنَيْنِ فَخَش۪ينَٓا اَنْ يُرْهِقَهُمَا طُغْيَاناً وَكُفْراًۚ | .80 | 80 |
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
emmel Kök: harfKelime: emmaKelime Anlam: Şart Edatı. Lâkin, ancak şu kadar var ki.
gulâmu Kök: G:LMKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
fe Kök: harfKelime: feKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). de, da / matuf ve matufun aleyh arasındaki ortak bir yönle birlikte, sıra da bildirir. Aynı zamanda fiillerin meydana gelişi arasında fazla surenin geçmediğini de gösterir.
kâne Kök: KVNKelime: kevnFiil, 3.ncü, Eril, Tekil, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Hudus. Varlık, var olmak. Vücud, alem, kainat. Mevcudiyet.
ebevâhu Kök: eBVKelime: ebİsim, Eril, İkil Kök Anlam: (Ebâ, Ebu, Ebi)
✦ Baba. Ata, dede. (ikil:) Amca ve baba. Anne ve baba.
✦ Dava. Uğruna yaşanılan gaye. Kelime Anlam: (Ebâ, Ebu, Ebi)
✦ Baba. Ata, dede. (ikil:) Amca ve baba. Anne ve baba.
✦ Dava. Uğruna yaşanılan gaye.
mu'mineyni Kök: eMNKelime: muminİsim, İF'AL Kalıbı, Etken, Eril, İkil Kelime Anlam: İman eden. Allah'a ve emirlerine, kanunlarına iman eden. Allah'a, ahirete, kitablarına, meleklerine, peygamberlerine ve kadere iman edip itaat eden kimse. Emniyete kavuşan. Korkulardan emniyet veren.
El Mu'min : İnanış, inanma, inanıp öylece mutmain olma. ALLAH herşeyi bilerek inanarak yaratır ve bizimle beraber öylece inanır.
fe Kök: harfKelime: feKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). de, da / matuf ve matufun aleyh arasındaki ortak bir yönle birlikte, sıra da bildirir. Aynı zamanda fiillerin meydana gelişi arasında fazla surenin geçmediğini de gösterir.
haşînâ Kök: H:ŞYKelime: haşyFiil, 1.nci, Çoğul, Geçmiş Zaman Kelime Anlam:
en Kök: harfKelime: enKelime Anlam: Kendisinden sonra gelen fiili isimleştirmektedir.
yurhikahumâ Kök: RH!K:Kelime: ... veri girişi devam ediyor ...
tugyânen Kök: T:G:YKelime: tugyanİsim, Eril, İsim Fiil
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
kufren. Kök: KFRKelime: kufrİsim, Eril Kelime Anlam: Örtmek. Allaha inanmamak. Hakkı görmemek. İmansızlık. Nankörlük, dinsizlik, günah, kaba ve ayıp söz. | | | | | | فَاَرَدْنَٓا اَنْ يُبْدِلَهُمَا رَبُّهُمَا خَيْراً مِنْهُ زَكٰوةً وَاَقْرَبَ رُحْماً | .81 | 81 |
fe Kök: harfKelime: feKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). de, da / matuf ve matufun aleyh arasındaki ortak bir yönle birlikte, sıra da bildirir. Aynı zamanda fiillerin meydana gelişi arasında fazla surenin geçmediğini de gösterir.
eradnâ Kök: RVDKelime: iradeFiil, İF'AL Kalıbı, 1.nci, Çoğul, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: İstek, arzu, talep. Dilemek. Emir. Ferman. Bir şeyi yapmak veya yapmamak için olan iktidar, güç.
en Kök: harfKelime: enKelime Anlam: Kendisinden sonra gelen fiili isimleştirmektedir.
yubdilehumâ Kök: BDLKelime: bedeleFiil, İF'AL Kalıbı, 3.ncü, Eril, Tekil, Geniş Zaman
rabbuhumâ Kök: RBBKelime: rabbİsim, Eril Kelime Anlam: Yetiştiren, eğiten. Terbiye eden. Vicdan.
hayran Kök: H:YRKelime: hayrİsim, Eril, Tekil Kök Anlam: Hayy olana rücu etmek. Allah'tan alınan emre amede ve itaatkar olmak. Kelime Anlam: Meşru davranış. En iyi, seçkin. Seçmek.
minhu Kök: harfKelime: minKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -dan, -den eklerini ve dolayı, sebebiyle kelimelerini karşılar. Bağlama, başlangıç içindir.
1- Mekân ve bir şeye başlamayı ifâde eder. "Haftadan haftaya" da olduğu gibi.
2- Teb'iz için olur. "Kim bir kavme benzemeğe özenirse onlardan sayılır" cümlesinde olduğu gibi. Bazılarını, bir kısmını ifâde ediyor.
3- Cinsi beyan için olur.
"İşlediğiniz hayrı Allah bilir" cümlesinde "min" tebyine (açıklamaya) vesile oluyor.
4- Bedel-i ivâz (karşılık) için olur. "Ahirete bedel, dünya hayatına râzı mı oldunuz" cümlesinde olduğu gibi.
5- Tâlil (sebeb bildirmek) için olur. "Allah'tan korktuğu için ağlıyor." cümlesinde olduğu gibi. Önündeki kelime mef'ulün leh olur.
6- İstiğrak ifadesi için olur. Gâyet, hiç bir, hiç... gibi. "Bize hiç bir yorgunluk dokunmadı" cümlesinde olduğu gibi. Bâzı fiiller mef'ul-ü bihini, "min" ile alır. Bu takdirde... den, dan... manası ile tercüme edilmez.
7- Tahsis-i alel umum (katiyyet ifadesi) için olur. Bu da zâidedir. "Hiç kimse bana gelmedi" cümlesinde olduğu gibi.
Bunlardan başka "min" harf-i cerri; fasıl mânasına, birbirine zıd iki kelimeden ikincisine dahil olur. Bâ-i cerreye, an, fi, ind, alâ'ya müradif olur. Rubbemâ, mânasına ve sıla olur. Lâm-ı zâide ve müz ve ba-i kasem yerinde de kullanılır.
zekâten Kök: ZKVKelime: zekatİsim, Dişil Kelime Anlam: (Bir gayeye kesin olarak hedeflenerek, amacı ve davası dışında ki tüm duygu ve olumlardan) Temizlenme, arınma./ (Amaca dönük duygu ve olumları) Ziyade etme, artırma, artma. / Bir kimsenin, amacı, davası uğruna, aynı yolda beraber olduğu kardeşlerine, malik olduğu (mal, imkan, ilim, kabiliyet vs) herşeyden katkı sağlaması. / Nisab miktarı mala yada paraya sahib olan kimsenin, kırkta birini kurallara uygun olarak vermesi ve bu verilen.
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
akrabe Kök: K:RBKelime: akrabİsim, Eril, Tekil
ruhmen. Kök: RHMKelime: rahmİsim, Eril Kelime Anlam: Acıma, koruma, esirgeme, şefkat etmek. Hısımlık, karabet, akrabalık. | | | | |
Diğer Meal: “Çocuğa gelince, anası babası mü’min insanlardı. Onları azgınlığa ve küfre sürüklemesinden korktuk.” “Böylece, Rablerinin onlara, bu çocuğun yerine daha hayırlı ve daha merhametli bir çocuk vermesini diledik.”
|
18. KEHF / 82Sure Ayet Sayısı: 110 Kitap Sırası: 18 Nüzul Sırası: 69 Nüzul Yeri: MEKKE | "Cidar ise... medinedeki iki yetim gılme içindi. Altında onlara ait kenz vardı... ve babaları salih kimseydi.
Rabbin, onların şedidlerine iblağ olmalarını ve kenzlerini Rabbinden bir rahmet olarak ihrac etmelerini irade etti. Bunlara, kendi emrimle fail olmadım.
Sabırla itaat edemediğin şeylerin te'vili işte budur." | وَاَمَّا الْجِدَارُ فَكَانَ لِغُلَامَيْنِ يَت۪يمَيْنِ فِي الْمَد۪ينَةِ وَكَانَ تَحْتَهُ كَنْزٌ لَهُمَا وَكَانَ اَبُوهُمَا صَالِحاًۚ فَاَرَادَ رَبُّكَ اَنْ يَبْلُغَٓا اَشُدَّهُمَا وَيَسْتَخْرِجَا كَنْزَهُمَاۗ رَحْمَةً مِنْ رَبِّكَۚ وَمَا فَعَلْتُهُ عَنْ اَمْر۪يۜ ذٰلِكَ تَأْو۪يلُ مَا لَمْ تَسْطِـعْ عَلَيْهِ صَبْراًۜ۟ | .82 | 82 |
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
emmel Kök: harfKelime: emmaKelime Anlam: Şart Edatı. Lâkin, ancak şu kadar var ki.
cidâru Kök: CDRKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
fe Kök: harfKelime: feKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). de, da / matuf ve matufun aleyh arasındaki ortak bir yönle birlikte, sıra da bildirir. Aynı zamanda fiillerin meydana gelişi arasında fazla surenin geçmediğini de gösterir.
kâne Kök: KVNKelime: kevnFiil, 3.ncü, Eril, Tekil, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Hudus. Varlık, var olmak. Vücud, alem, kainat. Mevcudiyet.
li Kök: harfKelime: liKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -e, -a, için, dolayı, yüzünden, tarafından anlamlarını karşılar.
gulâmeyni Kök: G:LMKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
yetîmeyni Kök: YTMKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
fîl Kök: harfKelime: fiKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -da, -de eklerini ve "içinde", "hakkında" kelimelerini karşılar. "İçinde, içine, hakkında, hususunda, üzere, dâir, mütedair, beherine ve herbirine" mânalarına gelir.
Mekâna ve zamana âidiyyeti bildirir.
Ta'lil için, isti'lâ için ve yine harf-i cerr olan "bâ, ilâ, min, maa" harflerinin yerine kullanılır.
Geçen mef'ul ile gelecek fasıl arasında geçer.
Te'kid mânası da vardır.
medîneti Kök: MDNKelime: medineİsim, Dişil, Tekil Kelime Anlam: Şehir. Hususi olarak Arab yarımadasında bir şehir. (İslâmiyyet öncesi ismi "Yesrib")
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
kâne Kök: KVNKelime: kevnFiil, 3.ncü, Eril, Tekil, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Hudus. Varlık, var olmak. Vücud, alem, kainat. Mevcudiyet.
tahtehu Kök: THTKelime: tahtİsim Kelime Anlam: Alt. Aşağı. Altı. Aşağısı. Altında. Gr: Gelecek olan zamir.
kenzun Kök: KNZKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
lehumâ Kök: harfKelime: leKelime Anlam: kesinlik, şüphesizlik, mutlak var oluş bildirir.
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
kâne Kök: KVNKelime: kevnFiil, 3.ncü, Eril, Tekil, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Hudus. Varlık, var olmak. Vücud, alem, kainat. Mevcudiyet.
ebûhumâ Kök: eBVKelime: ebİsim, Eril, Tekil Kök Anlam: (Ebâ, Ebu, Ebi)
✦ Baba. Ata, dede. (ikil:) Amca ve baba. Anne ve baba.
✦ Dava. Uğruna yaşanılan gaye. Kelime Anlam: (Ebâ, Ebu, Ebi)
✦ Baba. Ata, dede. (ikil:) Amca ve baba. Anne ve baba.
✦ Dava. Uğruna yaşanılan gaye.
salihan Kök: S:LHKelime: salihİsim, Etken, Eril Kelime Anlam: İşe yarar, elverişli, uygun, iyi. / Haklı olan, itikatlı, dindar, dinî emirlere uyan. Faziletli, ehl-i takva olan. / Safi gümüş.
fe Kök: harfKelime: feKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). de, da / matuf ve matufun aleyh arasındaki ortak bir yönle birlikte, sıra da bildirir. Aynı zamanda fiillerin meydana gelişi arasında fazla surenin geçmediğini de gösterir.
erâde Kök: RVDKelime: iradeFiil, İF'AL Kalıbı, 3.ncü, Eril, Tekil, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: İstek, arzu, talep. Dilemek. Emir. Ferman. Bir şeyi yapmak veya yapmamak için olan iktidar, güç.
rabbuke Kök: RBBKelime: rabbİsim, Eril Kelime Anlam: Yetiştiren, eğiten. Terbiye eden. Vicdan.
en Kök: harfKelime: enKelime Anlam: Kendisinden sonra gelen fiili isimleştirmektedir.
yeblugâ Kök: BLG:Kelime: belğFiil, 3.ncü, Eril, İkil, Geniş Zaman
eşuddehumâ Kök: ŞDDKelime: eşeddİsim, Eril Kelime Anlam: Daha şiddetli. Çok fazla şiddetli. Pek fazla şiddetli.
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
yestahricâ Kök: H:RCKelime: haraceFiil, İSTİF'AL Kalıbı, 3.ncü, Eril, İkil, Geniş Zaman
kenzehumâ Kök: KNZKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
rahmeten Kök: RHMKelime: rahmetİsim, Dişil Kelime Anlam: Rahm kökünün mastarıdır. Merhamet, acımak, şefkat etmek. İhsan etmek. Esirgemek.
min Kök: harfKelime: minKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -dan, -den eklerini ve dolayı, sebebiyle kelimelerini karşılar. Bağlama, başlangıç içindir.
1- Mekân ve bir şeye başlamayı ifâde eder. "Haftadan haftaya" da olduğu gibi.
2- Teb'iz için olur. "Kim bir kavme benzemeğe özenirse onlardan sayılır" cümlesinde olduğu gibi. Bazılarını, bir kısmını ifâde ediyor.
3- Cinsi beyan için olur.
"İşlediğiniz hayrı Allah bilir" cümlesinde "min" tebyine (açıklamaya) vesile oluyor.
4- Bedel-i ivâz (karşılık) için olur. "Ahirete bedel, dünya hayatına râzı mı oldunuz" cümlesinde olduğu gibi.
5- Tâlil (sebeb bildirmek) için olur. "Allah'tan korktuğu için ağlıyor." cümlesinde olduğu gibi. Önündeki kelime mef'ulün leh olur.
6- İstiğrak ifadesi için olur. Gâyet, hiç bir, hiç... gibi. "Bize hiç bir yorgunluk dokunmadı" cümlesinde olduğu gibi. Bâzı fiiller mef'ul-ü bihini, "min" ile alır. Bu takdirde... den, dan... manası ile tercüme edilmez.
7- Tahsis-i alel umum (katiyyet ifadesi) için olur. Bu da zâidedir. "Hiç kimse bana gelmedi" cümlesinde olduğu gibi.
Bunlardan başka "min" harf-i cerri; fasıl mânasına, birbirine zıd iki kelimeden ikincisine dahil olur. Bâ-i cerreye, an, fi, ind, alâ'ya müradif olur. Rubbemâ, mânasına ve sıla olur. Lâm-ı zâide ve müz ve ba-i kasem yerinde de kullanılır.
rabbike Kök: RBBKelime: rabbİsim, Eril Kelime Anlam: Yetiştiren, eğiten. Terbiye eden. Vicdan.
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
mâ Kök: harfKelime: maKelime Anlam: Müşterek ismi mevsul, hayvan ve canlılar için. ne ... , her ne ..., neye … .
fealtuhu Kök: FA:LKelime: fealeFiil, 1.nci, Tekil, Geçmiş Zaman
an Kök: harfKelime: anKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -den, -dan / Uzaklık ve geçip aşmak içindir.
emrî Kök: eMRKelime: emirİsim, Eril Kelime Anlam: Emredici olan. Seyyid. Şerif. Yüksek rütbeli zabit. Bir memleketin, bir aşiretin veya kabilenin reisi. Büyük ve meşhur bir soydan gelen. Hz.Peygamber'in (A.S.M.) soyundan gelen. Zengin. Kelime Anlam: İş buyurma. Buyurulan şey. Madde, husus, hadise.
zâlike Kök: harfKelime: zelikeKelime Anlam:
te'vîlu Kök: eVLKelime: tevilİsim, TEF'İL Kalıbı, Eril, İsim Fiil Kelime Anlam: Zâhiren yakın mâna ve delil nakletmek sebebiyle başka mâna vermek. Bir nesneye redd ve irca' etmek. Döndürmek. Bazı müfessirlere göre; Bir âyet-i kerimenin mânasını bir nesneye irca' ile beyan etmektir. Bazılarına göre; "evvel" lâfzından alınmış olup kelâmı evveline sarf ve irca' eylemektir. Bazılarına göre de; hükümet ve siyaset mânasına olan "iyalet"den alınmıştır ki, te'vil eden kimse, zihin ve fikrini kelâmdaki sırrın tetebbuuna taslit etmekten ibarettir.
mâ Kök: harfKelime: maKelime Anlam: Müşterek ismi mevsul, hayvan ve canlılar için. ne ... , her ne ..., neye … .
lem Kök: harfKelime: lemKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Hükme olumsuz anlam verir.
testı' Kök: T:VA:Kelime: taveaFiil, İSTİF'AL Kalıbı, 2.nci, Eril, Tekil, Geniş Zaman
aleyhi Kök: harfKelime: alaKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -e, -a, üzre, üzerine, üzerinde.
sabren. Kök: S:BRKelime: sabırİsim, Eril Kelime Anlam: Acıya ve zorluğa katlanmak. Bir musibet ve belâya uğrayanın telâş ve feryad etmeyip sonunu bekleyip tahammül ile katlanması. Muharebede şecaat gösterme. Bir kimseyi bir şeyden alıkoymak. Öğrendiği bir şeyi başkasının da öğrenmesi için tâkat getirmek. | | | | |
Diğer Meal: “Duvar ise şehirdeki iki yetim çocuğa ait idi. Altında onlara ait bir define vardı. Babaları da iyi bir insandı. Rabbin, onların olgunluk çağına ulaşmalarını ve Rabbinden bir rahmet olarak definelerini çıkarmalarını istedi. Bunları ben kendi görüşüme göre yapmadım. İşte senin, sabredemediğin şeylerin içyüzü budur.”
|
| Ayn Secavendi |
18. KEHF / 83Sure Ayet Sayısı: 110 Kitap Sırası: 18 Nüzul Sırası: 69 Nüzul Yeri: MEKKE | Sana, Zilkarneyn'den sual ediyorlar.
De ki:
"Size ondan bir zikir tilavet edeceğim." | وَيَسْـَٔلُونَكَ عَنْ ذِي الْقَرْنَيْنِۜ قُلْ سَاَتْلُوا عَلَيْكُمْ مِنْهُ ذِكْراًۜ | .83 | 83 |
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
yes'elûneke Kök: SeLKelime: seeleFiil, 3.ncü, Eril, Çoğul, Geniş Zaman Kelime Anlam: Dilenci. Fakir. Soran. İsteyen. Akan, seyelan eden.
an Kök: harfKelime: anKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -den, -dan / Uzaklık ve geçip aşmak içindir.
zil Kök: Z!VTKelime: zixoxox Kelime Anlam: Kendi. Öz, asıl. / Hürmete layık kimse. / Ehil. Erbab. Sahib. Malik. // sahip olan şey, özne, şahıs, / özlenme, bazı iltihaplara verilen ad. // Zevata: İki zat. İki sahib. Çift. (müen: zevatey) // Zevat: Üzüm, buğday gibi şeylerin kabuğu. // (Zİ : Zu : Za : Zat : Zevat)
karneyni Kök: K:RNKelime: karinİsim, Eril, İkil Kelime Anlam: Yakın. Bağlılığı olan. Bir şeyi elde eden, nail olan. Bir şeye ulaştıran iz, bağ. Birbirlerine derece, sınıf, liyakat ciheti ile benzeyen. Emsal. Yakınlık. Asır. Devir. Çağ. Zaman, devre. Bir insanın ortalama ömrü olan altmış sene. Yüz yıllık zaman. Asır. Boynuz. Hayvanda başın boynuz yerleri, boynuz yerinden sarkan saç.
kul Kök: K:VLKelime: kavlFiil, 2.nci, Eril, Tekil, Emir Kelime Anlam: Anlaşma. Sözleşme. Konuşulan söz. Söz cümlesi. İtikad, delalet. Tarif. İlham.
se Kök: harfKelime: seKelime Anlam: Gelecek zaman takısı. Yakın gelecek için.
etlû Kök: TLVKelime: tilvFiil, 1.nci, Tekil, Geniş Zaman Kök Anlam: Tabi olmak. Takib etmek, arkasına düşmek. Kelime Anlam: Tabi olmak. Takib etmek, arkasına düşmek.
aleykum Kök: harfKelime: alaKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -e, -a, üzre, üzerine, üzerinde.
minhu Kök: harfKelime: minKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -dan, -den eklerini ve dolayı, sebebiyle kelimelerini karşılar. Bağlama, başlangıç içindir.
1- Mekân ve bir şeye başlamayı ifâde eder. "Haftadan haftaya" da olduğu gibi.
2- Teb'iz için olur. "Kim bir kavme benzemeğe özenirse onlardan sayılır" cümlesinde olduğu gibi. Bazılarını, bir kısmını ifâde ediyor.
3- Cinsi beyan için olur.
"İşlediğiniz hayrı Allah bilir" cümlesinde "min" tebyine (açıklamaya) vesile oluyor.
4- Bedel-i ivâz (karşılık) için olur. "Ahirete bedel, dünya hayatına râzı mı oldunuz" cümlesinde olduğu gibi.
5- Tâlil (sebeb bildirmek) için olur. "Allah'tan korktuğu için ağlıyor." cümlesinde olduğu gibi. Önündeki kelime mef'ulün leh olur.
6- İstiğrak ifadesi için olur. Gâyet, hiç bir, hiç... gibi. "Bize hiç bir yorgunluk dokunmadı" cümlesinde olduğu gibi. Bâzı fiiller mef'ul-ü bihini, "min" ile alır. Bu takdirde... den, dan... manası ile tercüme edilmez.
7- Tahsis-i alel umum (katiyyet ifadesi) için olur. Bu da zâidedir. "Hiç kimse bana gelmedi" cümlesinde olduğu gibi.
Bunlardan başka "min" harf-i cerri; fasıl mânasına, birbirine zıd iki kelimeden ikincisine dahil olur. Bâ-i cerreye, an, fi, ind, alâ'ya müradif olur. Rubbemâ, mânasına ve sıla olur. Lâm-ı zâide ve müz ve ba-i kasem yerinde de kullanılır.
zikren. Kök: Z!KRKelime: zikrİsim, Eril, İsim Fiil Kelime Anlam: Anmak, hatırlamak. Yad etmek. Anılmak. Anımsamak, akılda tutmak, aklına getirmek. Hatırlatmak, dile getirmek, adını söylemek. Bir şeyi zihinde hazır etme. Akıldan çıkarmamak, unutmamak. | | | | |
Diğer Meal: (Ey Muhammed!) Bir de sana Zülkarneyn hakkında soru soruyorlar. De ki: “Size ondan bir anı okuyacağım.”
|